Teknoloji devi Google, yapay zeka alanında önemli bir adım atarak, yeni yapay zeka modeli PaliGemma 2’yi tanıttı. Bu model, sadece görsellerdeki nesneleri tanımakla kalmıyor, aynı zamanda görüntülerdeki kişilerin duygularını ve eylemlerini de analiz edebiliyor. PaliGemma 2’nin sunduğu bu yenilikçi özellik, “duyguları tanımlama” veya “tespit etme” yeteneği, yapay zeka ve etik tartışmalarını yeniden gündeme getiriyor.
Konu Başlıkları
Yapay Zeka ve Duygu Tanıma: Ne Kadar Doğru ve Güvenilir?
PaliGemma 2, görüntüleri analiz ederken, görsellerdeki kişilerin ruh halini ve duygusal durumunu da açıklayabiliyor. Google, bu yeni özellik sayesinde kullanıcıların sadece nesneleri değil, aynı zamanda görsellerin genel bağlamını da daha iyi anlayabileceğini belirtiyor. Modelin geliştirilmesinde kullanılan “bağlam odaklı açıklamalar” sayesinde, görsellerin daha derinlemesine analiz edilmesi mümkün hale geliyor. Ancak, bu duygu tanıma özelliği, modelin kutusundan çıktığı andan itibaren otomatik olarak aktif değil. Kullanıcıların, özel eğitim ve test süreçlerinden geçmesi gerekiyor.
Uzmanlar Ne Diyor? Yapay Zeka Duyguları Gerçekten Tanıyabilir Mi?
Bu tür teknolojilerin uygulanabilirliği ve doğruluğu, bilim dünyasında tartışma konusu olmaya devam ediyor. Oxford İnternet Enstitüsü’nden Veri Etiği ve Yapay Zeka Profesörü Sandra Wachter, duygu tanıma sistemlerinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Wachter, “Bu, oldukça rahatsız edici. İnsanların duygularını ‘okuyabileceğimizi’ varsaymak sorunlu bir yaklaşım” diyerek, bu tür teknolojilerin etik boyutlarına vurgu yapıyor.
Yıllardır, özellikle teknoloji şirketleri ve startup’lar, duyguları tespit edebilen yapay zeka sistemleri geliştirmek için çalışıyor. Ancak bilimsel açıdan, bu teknolojilerin henüz güvenilir ve geçerli olduğuna dair net bir kanıt yok. Duygu tespit sistemleri çoğunlukla psikolog Paul Ekman’ın teorilerine dayanıyor. Ekman, insanların altı temel duyguya sahip olduğunu öne sürmüştü: öfke, şaşkınlık, tiksinti, keyif, korku ve üzüntü. Ancak, sonraki araştırmalar kültürel ve bireysel farklılıkların bu teorinin doğruluğunu zayıflattığını göstermiştir.
Queen Mary Üniversitesi’nden yapay zeka uzmanı Mike Cook, bu teknolojinin sınırlamaları hakkında şunları söylüyor: “Duygu tespiti, genellikle mümkün değildir, çünkü insanlar duyguları karmaşık şekillerde deneyimler. Bazı durumlarda, insanların yüz ifadelerinden bazı temel duyguları belirlemek mümkün olabilir, ancak bu asla tam olarak doğru bir sistem olamaz.” Cook, bu tür teknolojilerin bazen yanlış anlamalarla sonuçlanabileceği konusunda uyarıyor.
Duygu Tanıma Sistemlerinin Önyargı Sorunu
Duygu tanıma sistemlerinin bir diğer büyük problemi ise önyargılar. Yapılan araştırmalar, bazı duygusal analiz modellerinin, özellikle siyah insanların yüzlerine karşı olumsuz duygular atfettiğini ortaya koymuştur. Google, PaliGemma 2’yi piyasaya sürmeden önce demografik önyargıları test ettiğini belirtse de, bu testlerin kapsamı ve kullanılan ölçütler konusunda ayrıntılı bir açıklama yapmamıştır. Şirket, modelin “FairFace” veritabanında iyi performans gösterdiğini iddia ediyor; ancak bu veritabanı sınırlı bir ırk grubunu temsil ettiği için bazı eleştirmenler tarafından yetersiz bulunuyor.
Etik ve Yasal Sorunlar
Duygu tanıma teknolojilerinin etik ve yasal boyutları da büyük bir tartışma konusu. Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Yasası, okullarda ve iş yerlerinde duygu tespit sistemlerinin kullanımını yasaklıyor. Ancak, kolluk kuvvetlerinin bu tür sistemleri kullanması yasaklanmamış durumda. Uzmanlar, bu tür teknolojilerin kötüye kullanılabileceği ve toplumsal zararlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle işe alım, kredi başvuruları ve eğitim kabul süreçlerinde, bu teknolojilerin ayrımcılığı derinleştirme potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor.
Google’ın duygu tanıma teknolojisini geliştirmesi, yapay zeka alanındaki ilerlemelerin geldiği noktayı gösterse de, bu tür teknolojilerin etik ve toplumsal etkilerini göz önünde bulundurmak hayati önem taşıyor. Yapay zekanın duygusal zekâsı, hem büyük fırsatlar hem de önemli sorumluluklar getiriyor.