Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint İnceleme

Nerden başlayacağımı açıkçası bilemiyorum. Ubisoft işte bir beklentiye girmeyelim diyoruz, çıkınca hayal kırıklığı yaşamayalım diyoruz ama bu kadar da olmaz arkadaş. Her çıkan oyunda beklentiyi daha da düşürelim diyoruz, Ama maalesef her çıkan oyunda bir öncekinden daha çok hayal kırıklığına uğruyoruz. Yani sırf bu incelemeyi yapabilmek için çektiğimiz çileleri bir görseydiniz. Küfür kıyametti resmen. Kayıt almaya çalışıyorum oyun programda görünmüyor, gördürüyorum kayıtı düşük FPS de aldırıyor, o sorunu düzeltiyorum oyunun Textureleri bozuluyor. Hayır arkadaşlar aklınızdan geçirebilirsiniz. “ulan program bozuktur ne oyuna bok atıyorsunuz” diye. Öyle bir durum yok. Hepinizin bildiği OBS programı. Bu programda çekmediğim oyun kalmadı açıkçası, ama arkadaşlar cidden bu oyun bozuk. Ha şimdi de diyebilirsiniz ki “BETA oyundan ne bekliyorsun? adı üstünde beta!” iyi hoşta ben bu oyunun Technical Test versiyonunu oynadım, yani dünyada kısıtlı kişinin oynadığı, Peki arkadaş orada neden bu sorunlar yoktu. Kusura bakmayın ama Ubisoft gene sıçtı batırdı gibi geliyor, asıl oyun hele bir çıksın ona göre değerlendireceğiz. Neyse girişi gene çok uzattım hadi yazıya başlayalım. Tom Clancy’s Ghost Recon: BreakPoint isimdeki Tom Clancy’s ve yukarıdaki serzenişlerden de anladığınız üzere Ubisoft oyunu olduğunu anlamak pek güç değil. Ubisoft bu oyunu bize ilk olarak 2020 E3 fuarında gösterdi. Duyurulduğunda da bizleri büyük bir heyecan kapladı. Diyemiyorum çünkü açıkçası kimsenin umurunda bile olmadı. Fuardan sonra hangi oyunlar vardı ya diye düşünürken bile gelmedi aklıma. Kısacası Ubisoftun bile pek bir güveni yok oyuna. Her neyse yaklaşık duyurudan 2 ay sonra Technical Test adı altında Dünya genelinde kısıtlı kişilere açtı kapılarını, ben ve bir arkadaşım da girdik beraber oynamaya başladık, 3 saat oynadık ve sonra açıp yüzüne bile bakmadık. “Neden” mi? çünkü oyunda öyle yapılacak çok birşey yoktu. Girdik 2-3 bölge ele geçirdik 1 tane tepegöz gümlettik ve bu kadar açıkçası. Sonrasında ben Kahramanmaraş gittim dost’ta Antalya’ya, ve bu güne kadar da hatırlamadık bu oyunu.

5 Eylül 2020 tarihinde Ubisoft BreakPoint’i 3 gün sürecek bir beta olarak biz oyuncuların fikrine sundu. Ben, Uğur ve Dost doğal olarak girdik oyuna, sonra da dedik ki “Girmez olaydık arkadaş.” yaklaşık 3 saatin 2 saatini teknik sorunları düzeltmeye harcadıktan sonra kalan 1 saatimizi oyuna katlanmaya çalışarak geçirdik. Neyse neyse sakin oluyorum kötü düşünceleri kafamdan uzaklaştırıp düzgün bir şeyler anlatmak istiyorum size. Öncelikle bahsedeyim. Oyunun senaryo modundan bahsetmeyeceğim. Çünkü asıl oyun çıkınca senaryoyu deneyim etmek istiyorum. O yüzden bu inceleme senaryo olmayacak, direkt oynanış ve grafiklere değineceğim haberiniz olsun.Oynanış; Tom Clancy’s Ghost Recon: BreakPointin oynanışı klasik bir Ubisoft oyunu gibi. iki üç sistem ekleyip bir önceki oyundan da sevilen şeyleri alıp koyuyorlar oyuna ama yemiyor işte. Hep aynı şeyi yapıyoruz ,hep aynı şeyi yapıyoruz. Wildlands’te de bu durum böyleydi FarCry 5’te de bu durum böyleydi. oyuna başlarken karakter seçeriz, oyuna başlarız, hemen bir Outpost ele geçiririz, elimize silah alırız ve aynı işte diğer oyunları ile. Bir tane Base noktamız var dağın içinde, oradan yürütüyoruz bütün operasyonları. Çevrimiçi oyuncular da bizimle birlikte o alanda bulunuyor. Ama anladığım kadarıyla oyun bunu pek kaldıramıyor. Çünkü oyunun içinde ki FPS değerlerinden oldukça düşük bir hale varıyor. Bu alanda çeşitli operasyon,silah cephane gibi etmenleri temin ettikten sonra çıkıyorsunuz dışarı ve komple ada size kalmış oluyor.

Ha bahsi geçmişken oyun gene klasik bir bölümlere ayrılmış bir ada içinde geçiyor açıkçası. Anlaşılan gene süper kötü askeri orduyu kontrol eden pisikopat bir süper kötümüz var. Ah artık her sene farklı ad ile çıkan oyunları anlatmaya bıktım usandım. Aynı bokun Laciverti denir ya hani. Hah işte öyle bir durum. Ada da bazen kafamızın üstünde keşif tepegözleri dolaşıyor. Bu tepegözler bizleri gördükten sonra bir Jammer vasıtası ile bütün sistemimizi bloke ediyorlar ve yerimizi o süper kötü askerlere bildiriyorlar.Bulunduğumuz noktaya o süper kötücül askerlerin helikopteri geliyor ve ağzımızı suratımızı.. Hayır şaka, hiç bir şey yapamıyorlar. Kaç kere helikopterleri standart tüfeklerle düşürdük anlatamam. Bu askerlerle karşılaşınca içinizi biraz korku ve biraz endişe kaplayabilir ama merak etmeyin. 1-2 mermiyle ölüyorlar. Kısacası oyunda karşılaşmak istemeyeceğiniz pek bir şey yok. Ha aslında var sivrisinek tepegözler.

O tepegözler işte biraz sıkıntılı ve direkt seni öldürüyorlar. Biz o tepegözleri sadece bir bölgede gördük. Başka görmedik full oyunda nasıl olur bilemeyiz. Unutmadan oyunda birde yetenek ağacı var ilk başta 4 tane yetenek grubu var ve birtanesini istediğiniz oynanışa göre seçiyorsunuz. Bu yetenekler co-op oynarken de aslında birnevi rolünüzü belirliyor. Bu yetenekler ne derseniz; gizlilik sağlık ağır saldırı ve keskin nişancı diyebiliriz.

Ben Panther olan yani gizlilik esaslı bir yetenek grubunu açtım ilk başta ve yetenek puanlarına göre de geliştirdim birazcık. 3 saate yaklaşık 20 tane yetenek puanı verdi ki düzensiz gibi geldi bana. Yetenek puanlarını neye göre verdiğini de tam olarak kestiremedik. Neyse başta seçtiğiniz yetenek gurubunun sonrasında ne önemi kalıyor onu göremedim. Çünkü gruplara göre yetenek yok istediğin yeteneği açabiliyorsun. Kısacası kendini özel kuvvetler gibi yapabiliyorsun. Fena bir fikir değil özgürlük kılmış iyi yapmış. Onun dışında iyi olan bir durum daha var. Vuruş hissiyatı. Evet farkındayım vuruş hissiyatı terimi bazı kesimleri tilt ederken. Bazı kesimin de benimsediği bir terim. Ama siz varda deseniz yokta deseniz vuruş hissiyatı var arkadaşlar. Silahla birine Headshot attıktan sonra o çıkan sesler silah kullanımı vs bunlar hep buna etmen sistemler. Bu oyunun da vuruş hissiyatı oldukça başarılı bence.

Biraz atmosfere değinelim isterseniz. Atmosfer meh, ne iyi ne de kötü harika bir atmosferi var diyemem açıkçası. Ada konsepti güzel oturtulmuş ki Ubisoft abi kaç tane adalı oyun var bir zahmet bunu da eline yüzüne bulaştırmasın yani. Grafikler de fena değil gibi gözüküyor. Niye gibi gözüküyor dedim. Çünkü hatalardan kaynaklı adam akıllı maalesef bişey göremedik ama en azından fena değilmiş diyebiliriz. Ha bu arada Technical Test’te grafikler çok daha iyiydi Downgrade yemiş abi rahat belli. Ha arkadaşlar unutmadan araç sürüşlerine de değineyim biraz. Araç sürüşünü hiç beğenmedim. Sanki yerin altında bir platform varmış ta araçlar oraya bağlı demir yolunda giden trenler gibi gidiyor. Bir ağaç kütüğünü bir yere doğru yuvarlarsanız ancak böyle bişey olurdu O yüzden benden kaldı araç mekanikleri. Tamam hadi artık bitirelim

Kısacası Ghost Recon Breakpoint artık benim her sene oynadığım başka bir oyun niteliğinde olacak gibi. Sonlara gelmişken baştan belirteyim Oyun Beta, fakat arkadaşlar görünen köy de uzakta değildir oyun bundan çokta farklı çıkmayacak belli açıkçası. Değerlendirme yaparsak; Grafikler iyi, oynanış sıkıcı ve kendini tekrar eden, Atmosfer fena değil, sesler fena değil. Araç mekanikleri rezalet. Optimizasyon rezalet. Ve bu kadar beta Ghost Recon: Breakpoint bu. 300 küsür lira verip bu oyunu alır mıyım ? hayır eğer bu oyunu oynamak istiyorsam açıkçası wildlandsi indirimli alır onu oynarım. İzlediğiniz için teşekkür ederim Bir sonraki incelemede görüşmek üzere Hoşçakalın…

Photo of author

Faruk Özşahin

Oyunlara ilgim küçükken kendi masa oyunlarımı yaratmaya çalışmakla başladı. Daha sonra yaşım ilerledikçe bilgisayar üzerinde oyun tasarlamak üzerine çalıştım. Ayrıca mühendislik üzerine çalışma yaparak'da kendimi geliştirmeye çalıştım ve bu alanlarda hala kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Yorum yapın