Danimarka, hayvancılıktan kaynaklanan metan gazı emisyonlarını hedef alarak, tarımsal emisyonlara yönelik dünyanın ilk vergisini uygulamaya geçirecek. Çiftlik hayvanlarının, özellikle inek ve domuzların metan salınımlarını azaltmaya yönelik bu yenilikçi düzenleme, çevre dostu politikaların öncüsü olarak küresel anlamda bir örnek oluşturuyor. Aylarca süren müzakerelerin ardından, Danimarka’daki büyük siyasi partiler, çiftçiler, sanayi temsilcileri, sendikalar ve çevre gruplarının desteğiyle nihai bir anlaşmaya varıldı.
Konu Başlıkları
Metan Salınımlarına Yönelik Vergi: Ton Başına 300 Kron
Danimarka, 2030 yılından itibaren çiftçilere, her ton metan salınımı için 300 kron (yaklaşık 43 dolar) ödeme zorunluluğu getirecek. Bu vergi, 2035 yılına kadar kademeli olarak 750 krona yükselecek. Vergilendirme, metan emisyonlarını karbondioksit eşdeğeri üzerinden hesaplayacak ve özellikle hayvancılık sektörünü doğrudan etkileyecek. Bu düzenleme, Danimarka’nın iklim hedeflerine ulaşmak için atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Danimarka Çevre ve İklim Bakanı Jeppe Bruus, yapılan düzenlemenin sadece bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, “Büyük bir görevle karşı karşıyayız: Tarım arazilerimizin önemli bir kısmını ormanlık alanlara, doğal yaşam alanlarına dönüştürerek fiyortlarımıza yaşamı geri getirmeliyiz,” dedi.
Tarım Alanları, Doğal Yaşam Alanlarına Dönüştürülüyor
Danimarka’nın yüzölçümünün yaklaşık %60’ı tarım alanı olduğu için, tarım sektörü, ülkenin çevresel hedefleri açısından kritik bir öneme sahip. Bu bağlamda, hükümetin hedefleri arasında azot kirliliğini azaltmak da bulunuyor. Anlaşmaya göre, 2027 yılına kadar yıllık 13.780 ton azot emisyonunun azaltılması planlanıyor. Ek olarak, 250.000 hektarlık yeni orman alanı oluşturulacak ve 140.000 hektarlık turba arazisi doğal yaşam alanlarına dönüştürülecek.
İklim Değişikliğiyle Mücadelede Küresel Bir Model
Danimarka, bu yeni düzenlemeyle sadece iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atmakla kalmıyor, aynı zamanda diğer ülkeler için de örnek teşkil ediyor. İklim, Enerji ve Kamu Hizmetleri Bakanı Lars Aagaard, düzenlemenin Danimarka’nın iklim mücadelesindeki kararlılığını gösterdiğini belirterek, “Bu tür bir iş birliğinden dünya genelinde faydalanabiliriz,” dedi.
Dünya Genelinde Tarım Emisyonlarının Rolü
Türkiye’de, tarım sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonları, toplam emisyonların yaklaşık %14’ünü oluşturuyor. Küresel ölçekte ise tarım, ormancılık ve arazi kullanım sektörleri, toplam sera gazı emisyonlarının %13 ila %21’ine katkıda bulunuyor ve bu katkının büyük kısmı hayvancılıktan kaynaklanıyor. Danimarka’nın bu radikal düzenlemesi, dünya genelinde hayvancılığın çevresel etkilerini azaltma konusunda önemli bir adım olarak dikkat çekiyor.
Danimarka’nın tarımsal emisyonlara yönelik uygulayacağı bu vergi, çevre dostu tarım uygulamalarını teşvik ederken, aynı zamanda küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak.
