Uyarıcılar algısal belleğe alındıktan sonra kısa süreli belleğe (işler/çalışan bellek) aktarılırlar, aktarılmazsa silinirler. Kısa süreli bellek aynı zamanda uzun süreli bellekten çağrılan bilgileri işlemek için kullanılır.
Kısa süreli bellekte bilgiler belirli bir süre için sınırlı bir şekilde tutulur. Düşünün ki yıllar sonra bir arkadaşınızla karşılaştınız, hâl hatır sorup konuşurken arkadaşınız gelen acil bir telefonla ayrılmak zorunda kaldı. Giderken size telefon numarasını söyledi. Telefon numarasını bir yere kaydedene kadar sürekli tekrarlamaya başlarsınız. Neden böyle yapıyoruz? Bunun nedeni kısa süreli belleğimizin iş başında olmasıdır. Kısa süreli belleğimizin bu kıstını aşmak için tekrar ediyoruz.
Kısa süreli belleğimiz süre sınırlı karalama tahtasına benzetilebilir. Uzun süreli belleğe aktarılmayan bilgi genellikle 15 – 20 saniye içinde kaybolur. Bazen cümlenin sonuna geldiğimizde başını unuttuğumuz cümlelerle karşılaşmış olabiliriz.
Eğer cümle çok uzunsa cümlenin başını unuturuz. Cümlenin başını unutmak için cümlenin ne kadar uzun olması gerekir? Kısa süreli belleğimizin kapasitesi ne kadar? Herkes için aynı olmamakla birlikte sınır 7±2 (örn. harfler için altı, kelimeler için beş ve rakamlar için yedi) yani 5 ile 9 parçadır. Gruplandırma tekrar etmek gibi kısa süreli belleğimizin kısıtlarını aşmak için başvurduğumuz yöntemlerden biridir.
Uzun bir sayıyı üçer ya da dörderli gruplar hâlinde ezberlemek daha kolaydır. Kısa süreli bellekte tutulacak bilginin türü ya da niteliği de bellekte tutulacak nesnelerin sayısını etkiler. Örneğin, aynı konuda sesleri benzeyen ve sık kullanılan kelime listesinde aynı konuda olmayan, nadir kullanılan kelimelerden oluşan bir listeden daha çok kelime hatırlanır. Benzerlikler ve ilişkiler, bilginin doğru kodlanması ve uzun süreli belleğe aktarılması için çok önemlidir.